7 Şubat 2011 Pazartesi

DEFNE'nin ARDINDAN . . .



Ben Defne'nin ardından üzülmüş milyonlarca kişiden biriyim.
Onun arkasından yazanların arasında bir yazı da ben yazayım diyen biriyim.
O ölmeseydi bu haber gündeme yine bomba (!) gibi düşerdi.
Tesadüf böyle gerçekleşseydi, yaşıyor olmaya isyan eden Defne herşeye hesap verirdi.
İnsanın aklı almıyor.
Kıpır kıpır danslar, onu öğrenilen zamanlar  toz tanesine dönüşüp, havada savrulup kayboluyor.
Kimse onu bir kez daha göremiyor.
İnanasım gelmiyor.
Ölüm insana çok koysa da; geriye kalan bizler için ise yaşam sürerken o anlamsız koşuşturma kaldığı yerden devam ediyor.
Fatura'lar ödendi oh!
İzin başladı yuppiii : )
Ah be güzelim ne ara başladı ne ara bitti?
İşler dağ gibi olmuş ben ortalarda gözükmeyeli, bu dağı yok etmek için onu deliveren bir Mecnun'mu gerekli?
İnsanlar yine fısır fısır.
Hastayım nefesim yine tısır tısır.
Kayra'nın karnesi şahane.
Kahve bahane.
Gönül ne kahve ister; ne bahane,
Gönül dost-sohbet ister daha ne ?
Bugün neler pişirilecek,
Hangi kitap okunup, hangi sözler verilecek.
Nasıl olsa hiç ölmeyecek mişiz gibi.
Artık gittiğinde hepsi yarım kalan planlar gibi.
Tamamlayacaktım hani.
Söz vermiştim daha yeni.
Teoman'ın bir şarkısında dediği gibi;
"Şimdi ölmek istemem, kalbine dokunmadan daha, çoban yıldızı -lal-lal-la-la-la-la-" gibi değilmiş hiçbir şey aslında : (
Bir kez daha anladım ben bunu Defne'nin artık son bulan yaşamında.
Ölüm insana herşeyi yeniden başa sardırırıyor.
Bazı karelere iki tuş fazla basılıyor.
Senin delete'lemek istediklerini hayat hafızaya alıyor.
Üstüne üstlük birde iş çığırından çıkıp insanlar ahkam kesiyor.
Bu yönü de var Defne'nin ölümünün.
Yaşasıydı '' O....! ,, ilan ederdik,
Öldüğü için şanslı, çünkü bizler böylesi durumlarda ölüleri birer "melek" ederiz.
Kanatlar takıp, en güzel giysilerden giydiririz.
Bu yüzdendir ki bütün insanlar ölünce birer melek olurlar.
Kanat takıp göklere uçarlar.
Velev ki ölmezlerse böylesi bir durumda dolma için oyulan patlıcanlar gibi içleri kahırla doldurulurlar.
Birer acı patlı'Can olurlar.
Doldur içini hiç bıkmadan, nasıl olsa yaşıyor can.
Hem vurmak kolay, hem de daha melek olmaya var zaman.
Ama dayanır mı bunlara bir nefes'ten ibaret CAN ?
Benim de aklımdan binlerce soru geçiyor.
İnsanım ya (!)
Kolayı bu ya ?
Sahi ne işi vardı o gece daha yeni tanıştığı adamla ?
Kızmayın canım, onu en çok koruyanınız bile itiraf ediniz ki, aklınızdan geçirdiniz.
İnsan yaşamı "tesadüf'ler paketi" gibi.
O gece tesadüfen bir araya gelen Defne ve adam, Defne tesadüfen o gece öldü diye, tesadüfen onun kocası olan ve NewYork'lu genç bir çiftin çocukları da olabilecekken tesadüfen Can'ın annesi olan Defne hakkında hepimiz daha çok konuşuruz aslında ama anlamı var mı artık acaba?
Zor değil aslında, son dans akşamında  ''hepinize iyi eğlencelerrrrrrrr'' diye hatırlamak onu uçtuğu yukarılarda.
O kocaya, onu doğuran anaya, doğurduğu Can'a ve onun ruhuna haksıklık etmesek daha fazla.
Geriye kalan olmak vermesin bize sorgu hakkı dünya katında.
Susalım artık bence.
Konuşsak kime fayda?
Öldü artık O, dahası yok.
Melek oldu mu bilinmez ama ölüler cevap veremezler sana ve bana.
Onlar sadece dua isterler artık bizden dua.
Susalım ve dua edelim.
Hadi canım olur mu öyle şey demeyin, hem biraz melek yapalım onu, hem de kanatlarından çekip bir güzel çukurlara itelim.
Ben böyle insan olmanın içine tüküreyim.
Hala daha utanmamız varsa hadi no'lur dua edelim.
Can içinde edelim.
O şahane biri olsun diyelim.
Yeryüzü onu korurken, annesi bunu hep bilsin diyelim.
Teşekkür ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder