21 Nisan 2011 Perşembe

EMEKLİ EDİLMİŞ YÜZ'LER : (

En çok devlet dairelerinde rastlıyorum ben onlara.
"Yaşanmamış Hayat'lar"şarkıları söylüyor sanki yüzleri.
Hem hüzünlü kürdili hicazkar şarkılar söylerler, hem de buruş buruş'lar : (
Ütülemek geçer onları aklımdan.
Değdirsem sihirli ütümü onlara tertemiz, mis ve yeni yapabilirmiyim onları acaba?
Yaşlı bir çınarın öyküsü gibiler çoğu zaman.
Masal da anlatıyorlar sanki.
Dinlesem neler söylerler bana.
Gel zamaaannnn - git zamannnnnn.
Masala dokunsam.
Mutlu son yapsam.
Derler mi acaba "yaşasın, mutluyum ben çok mutlu" : )
Onlara çok rastlarım ben.
Oğlanı okutmak için, kızı evermek için, evin son 20 taksidini ödemek için çalışır dururlur.
Yaşamadan yaşayıp dururlar.
Çok görürüm ben onları her yerde.
Tozlu evrakların içinde, kalın emektar gözlüklerin gölgesinde, ikimizi birbirimizden ayıran o cam bölmenin diğer ötesinde ve ..... vesaire!
Sonra ülkemi gezerim.
Yaşlı turistlere değer gözlerim.
Fit vücutlarıyla sana-bana taş çıkarırlar.
Şen kahkahalarla senin ülkende sanki başka bir aşk yaşarlar.
Görmeye gelirler senin yeşilini, mavini.
Senin ülkendeki göğün altında uyanmak eder onları ziyadesiyle sevinçli.
Rakı içerler tasasızca.
Bayılırlar hatta tadına.
Ne güzel ki gelecek kaygısı yoktur onların.
Onlarda hayat "şimdi'ki zaman'da" geçer gibidir.
Gözüm yok ama, bizimkilerde olsun böyle mutlu.
Çocuklar büyüsün kendilerini devam ettirebilsinler.
Onlara bu şans verilsin.
Anne-baba daha çalışsın diye beklenmesin.
Yaşı geldiğinde benim ülkemdeki insanlar da gezsin.
"Çalışmak bir yere artık, şimdi yaşamak zamanı" desin.
Çizgiler olacak tabi ama mümkünse hep hüzünden bahsetmesin.
Benim ülkemdeki yaşlı insanlarda yeşili bilsin, maviyi bilsin, yetmesin nispet yapar gibi onlar da dünyayı gezsin.
Böyle bir niyetle bitirsem yazımı.
Gerçek olur mu ki.
Adalet istiyorsak eğer her defasında.
Bizim insanımıza olan adil mi acaba?..

N O T : Bu yüzdendir ki 3 sene sonra dolacak olan emekliliğimi hak ettiğim ilk gün toz olacağım buralardan, ben de buruşacağım elbette ama ben; balkonumda çiçeklerimi sularken, gittiğim yabancı bir yerin güneşinın sıcağına içimde yer bulurken, orada yediğim tadını daha önce hiç bilmediğim bir meyvenin tadında mest olurken ya da ya da ne bileyim belki de yeni edindiğim dostlarla artık 40'lı yaş'lardaki sohbetlerde buruşayım ve bu isteğime Kayra'nın everilmesi ya da okuması durumları bile mani olmasın mümkünse. . .
Yani bence herkes biraz da kendini yaşasın . . .
Kimse kimse için yok olmasın, herkes bi güzel yaşasın !
Eğer böyle olursa durum bizde, e o halde YAŞASIN : )

1 yorum:

  1. gercekten 3 sene sonra mı emekli oluyorsun ? ne kadar genc emeklilerimiz var.

    YanıtlaSil