13 Nisan 2011 Çarşamba

S Ü T S A A T İ : )

Demiş ki Murathan MUNGAN son röp.’ün de; “Başkalarının hayatına sızmaktır edebiyat, gece yarısı kalkıp rafa uzandığın zaman bana dokunmak istiyor musun, kelimelerime dokunmak istiyor musun? Eğer öyleyse ben hayattan alacağımı almışım demektir” .

Budur.
Çoktandır yazmıyordum.
Birden bana dokunmak isteyenleri aklıma getirdi bu cümle.
Blog istatistiklerime baktığımda adını-sanını bildiğim-bilmediğim beni duymak isteyenlere, hatta saatine baktığımda bunu en çok da uykusuz saatlerinde, kendi hayatlarındaki bir sorgu-suale cevap aramak için yapan dostlarıma ışık olabilmek için yeniden dönme kararı aldım “Dinçel’in Yerine”...
Bildiğim çok şey yok.
Tecrübe biriktiriyorum ziyadesiyle.
Ama hepsi bir bir işe yarıyor yeri geldiğinde.
Determinizm ’de denir ya hani, “aynı şartlarda, aynı sebepler, aynı sonuçları verir” diye, işte öyle…
Ben tosladım, tosladığımda en çok buram acıdı.
Buldum ilacı, budur derdime deva’sı.
Sende dene, sür derman isteyen yerine, iyi gelir nihayetinde isem, hani sanki hap gibi iyiysem ben de hayattan alacağımı aldım demektir.
Mesela şu an aşk acısı çeken ey sevgili dostum, dolabı açtın di mi sabahın üçünde.
Hiç niyetin yoktu? 1 lt.sütü devirdin kedi gibi.
Oysa sevdiğinin yanında olmak isterdin di mi?
Ne garip ama yine kedi gibi.
Yaslanıp omzuna mışıl mışıl uyumak isterdin oysa.
Ne o gitti mi ?
Sana düşen süt içmek mi?
Al sana tavsiye.
Sütünü iç keyifle.
Pencereden uzağa bak, en uzağa.
ÖNÜNE……bir de KENDİNE bak sonra.
O kaybetti seni büyük bir ihtimalle.
Biliyor musun şu an o da süt içiyor ya da kitap okuyor büyük ihtimalle.
Mustafa SANDAL’ın eski bir şarkısındaki sözler gibi “yokluğunda çok kitap okudum, aradım, neredesin, nerede?” diye sorarlar gizlice, seslerini sadece kendileri duyarlar.
Onlar birde pişmanlıktan olmuştur deli-divane.
Sen yine daha iyisin dostum, pişmanlığın zerresi yok sende.
Hayat birde istediği gibi gitmediyse, gidenin şimdi tam vay haline.
Bil ki birde aslan sütü devirir yarın bu sütün üstüne.
Hala daha üzgün müsün?
Al sana bir tavsiye daha.
Bal da koy sütünün içine, birde en sevdiğin o eski şarkıyı dinle; hem içini ısıtır, hem keyfini çoğaltır.
Bunun bana ne yararı var diye mi soruyorsun?
Daha ne olsun?
Hatırlasana gitmek isteyeni sen koy verdin?
O istedi, sen gönderdin.
Ona en istediği şey için yardım ettin.
İyilik perileri gibi dokundun ona, istediği şeyi yapıverdin.
Daha ne?
Pişmanlığın yoksa içinde, kimse için üzülme artık mümkünse ...
E o halde dönelim biz ilk tavsiyeye.
Önüne bak sende.
Gerçek mutluluk orada duruyor.
Gir içine.
Saat 04:30’ a geliyor, büyük ihtimalle ;-)
Hadi şimdi git yatağına, uyu keyifle.
Mışıl mışıl.
Kedi gibi.
Düşünme artık başka bir şeyi, mümkünse : )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder