11 Kasım 2010 Perşembe

K E L İ M E L E R . . .

Kelimeler beni çoğaltır.
Ya da öyledir çoğu zaman.
Söylerim, ikna ederim, yazarım, etkilerim, o deliğe girerim.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarırdı ya hani bir özlü sözde, bu sözde ben deliklerden içerilere girerim kelimelerimle...
Böyle bir etkisi var kelimelerin üzerimde.
Etkilerimi bulaştırırım her bir kişiye.
Ama ama bazen öyle şeyler oluyor ki, aynı kelimeler bir deliğin içine kapatılsın da orada saklansın, orada kaybolsun diye hüzünlerime de dönüşebiliyor.
Çıkıyorlar ağzımdan birer birer, aynı kelimeler beni bir sakar yapıyor.
Kelime sakarı oluyorum o anda.
Onlar bir anda çıkıyorlar ağzımdan ve bir daha geri alınamıyorlar.
Ustaca kullanırdım ya onları, niyetimde kimseyi üzmeden kırıp dökmeden söylenen kelime dizinleri benden çıktığında karşımdakinin beyninde save edilir, geri dönüşsüz bir yere gönderildiğinde benim pişmanlıklarım da yer bulur kendine bir yerlerde, belki de en çok da tepelerde : (
Hal böyle olunca kelimelere sığınmak isterim yine de.
Özürler bin kere edilir.
Pişmanlığım ezilir.
Yok bence kelimelerime biber sürülmelidir.
Bunu bir daha yapmamak bana öğretilmelidir.
Kırdım bugün bir dostumu.
En iyi niyetimle hem de.
Cehenneme giden yol yine iyi niyet taşlarıyla örülüydü işte.
Oysa bilmem gerekli ki ağzından laf çıkaranların düşünmesi, tartması, yutması gerekirdi.
Bu bende hep böyleydi.
Ama insanım ya, şaştım ve beştim herhalde.
İnsanoğlu şaşar ve beşer kuralına uydum bende.
Yüreğimdeki iyi niyetlerimle kabul eder misin beni yeryüzü cennetine yine de . . .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder