17 Aralık 2010 Cuma

S A N A . . .



En son ne zaman uğradın buraya : )
Unuttuğumu sanma, yazacağım senin için dedim ve başlıyorum da zaten yazmaya.
Sana dair şeyler olacak bu yazıda, hazır mısın duymaya.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Seninle tanışmaya ben fırsat diyorum.
Biraz da teknolojik mucize.
Teknolojik kısım için Marc Zuckerberg'e teşekkür etmem gerekir herhalde.
Ya da hepimizin toplanıp bir teşekkür partisi vermemiz gerekir kesinlikle.
Facebook mucizesi, onun eseri.
Biz onun hayalinde buluştuk seninle bir yerlerde.
Milyonlarca insan arasından buluştuk bu sayede.
Bu mucizeyi yaşadığım sayısı çok az insandan biri olmak senin farkındı bence.
Ayıkladım sanki seni pirinç tanesi gibi.
Ama sen başka bir taneye dönüştün.
Yumak oldun bana sevgin, bilgin ve öğreticiliğinle.
İhtiyacım olan herşey gibiydin.
Seninle yaptığımız o son sohbette, bloğumu sordum sana; beni göklere çıkaran cümleler gerçek mi diye hiç düşünmedim.
Bilirim ki gerçek olmasaydı öyle söylemezdin.
Ben öyle kendi halimde evrene kelimeler gönderirken, sen daha çok yere ulaşmalı diyordun bu sözler.
Aldım cebime koydum. (1)
Benim yolladğım bir cümleyi anımsattın bana (evet hani şu alıntı cümle var ya: )
Şöyle diyordu ya o cümlede ; "İnsan fırsatların gelmesini bekler, fırsatlarda insanların; fırsatlar bekler, insanlar bekler ama kazanan hep mazeret olur"
O sohbetten önce ki Dinçel tanımı "hah işte tam da bana uyan bir mana" olurdu herhalde.
Sohbetten sonraki tanımımda ise birden 2 kat küçük geldi üzerimdeki entari kendime, ah birden geliştim ve.... "hadi kızım Dinçel, yokla ceplerini" dedim kendi kendime.
Baktım tabi ki yine ceplerime, çıktı işte bana yeni bir fırsat cümlesi, "hımmm ne demek istiyor muşsun bana oralardan" iyice duydum seni.
Bu konuyla ilgili benim sana cümlem ise biraz slogan gibi.
"Fırsat sensin, mazeretin canı cehenmme"
Bu mevzuuyu da aldım tabi ki koydum cebime (2)
Sonra bilirsin işte uzun uzun hayata dair uyanışlar sohbetleri.
Bilmezsin sen bana neler ettiğini.
"Bakış açını değiştir" demiştin ya çok zaman önce, o kılavuz falan değil, başıma gelen her durumda hayat kurtarıcım oldu benim.
E ne yaptım ben attım bunu da tabi ki cebime (3)
Bu bilgi yaklaşık olarak 3 yıldır cebimde, sadık kaldım ben her daim bu mucizeye.
Mucize diyorum çünkü bendeki etkisi öyle.
Her neyse "an" gibi kısa gözükebilir bunlar sana, ama çok yol almamı sağlıyorlar.
Biliyor musun bu gün ne zamandır basılı duran pause düğmemden elimi eteğimi çektim.
"Çalıştır" düğmeme rast geldim.
Bilerek ve isteyerek.
Bir dergi editörüyle görüştüm az önce.
Bana en kısa zamanda ulaşacaklarını söylediler.
CV olarak burayı gösterdim.
"DinçeL'in Yerini"
Bilmiyorlar ki CV'im deki senin etkini.
Kelebeklerden bahsetmiştik ya birbirimize zaman, zaman önce.
O kelebekler uçacaklar bence.
Karnımdaki yerlerini evrene göndermek niyetindeyim.
Kanatlarında benden söz'ler göndersinler evrene...evet gerçekten artık bunu istemekteyim.
Belki de zamanı vardı.
İpek böceği hikayesi gibi.
Belki de artık uçmak zamanı.
Ben uçuyorum ama bunu bir tek SEN biliyorsun.
Evren sesimi duyduğunda o mutluluk konuşmasını yaptığımda ben en çok da içimden sana teşekkür edeceğim.
Yazımın bitişinde sana Prensesin Uykusu'nda en çok rast geldiğim cümleden bahsetmek istiyorum.
 En çok duayen oyuncu Genco ERKAL'ın ağzından çıkıyordu bu replikler.
"İŞARETLERİ TAKİP ET, İŞARETLERİ TAKİP ET"
Evrendeki herşeyin birbirine bir şekilde değdiğine inanırım ben, kelebek etkisi dokunuşlarda büyük mucize hikayeler bilirim.
Bana yaptığın budur son 2 günde.
O gün ben sana dokundum, sen beni duydun, paket yaptın beni, evrenin kucağına savurdun.
Sebep bence işaret'lerdi.
Sana yazacağım demiştim ya, işte buydu bu yazının sebebi.
Bu arada birden çıktı bu yazı.
Daha uzun düşünseydim özetle yine böyle olurdu ama üzgünüm ki bugün acemi gibiyim.
Her neyse;
Sevgiyle KaL.
Teşekkürler herşey için, bildiğin ve bilmediğin her iyilik için : )

N O T L A R : (1)  Adını yazmadım buraya, Sen, senin için olduğunu biliyorsun diye...
(2) Aslında bu yazıda geçen her cümle bu yazıyı okuyacak herkes için yol verecektir ümidindeyim, benim şansım, bu yazıyı yazmama sebep olan dostluğumdu; sizin şansınız ise; buraya uğrayıp bu yazıyı okuyuşunuzdu : )

Bugün'Ce : )

1 yorum:

  1. bayıldımmmm ne güzel ne acık ne sıcacık insansın .Eminim arkadasın da cok mutlu olmustur yazını okuyunca.
    "Vefa" sadece İstanbul' da bir semt ismi degildir, sozunu bu yazıyla biir sekilde ispatlamıssın.
    sende ki ısıgın bize yansımasını saglayan arkadasına da sevgilerrrr sayesinde keyifle okudugumuz merakla bekledigimiz bir blog var.

    YanıtlaSil