27 Eylül 2010 Pazartesi

ÇİKOLATA PARÇACIKLI DONDURMA GİBİ, KISA KISA DİNÇEL YAZILARI KEYFİ : )

Vaooovvvvvvv...başlıkta pek bir  havalı oldu, e bu başlığa güzel şeyler kondurmak şart oldu : )

Ö T e K İ   O L M A K . . .
Neler oluyor son zamanlarda çok sevdiğim ülkemde.
Herkesin sanki kendi mahallesi var son günlerde.
Eski bir film gibi.
Tozlanmıştı üstü, hortladı sanki geri geldi.
Kimse sevmiyor birbirini sanki.
Kabul görmüyor, kabul etmiyor artık kimse birbirini.
Herkesin ayrı bir dili var gibi sanki.
Kimse birbirini anlamıyor.
Biri diğerini duymuyor gibi.
Niye ki böyle.
Bizi birleştiren var ki bir kubbe, Mevlana bile demez mi ki, "Gel gel, ne olursan ol yine gel, ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel diye.
E o halde başka mahallenin çocukları olmak niye?...

BENİM KADINIM AYŞE ARMAN. . .
O özgür bir kadın bence.
Ama gerçekten özgür.
Duyguları özgür, davranışları özgür, sözleri özgür, yüreği özgür, sesi özgür.......dedim ya o özgür bir kadın işte.
Bence herkesin aklından geçiyor onun söyledikleri.
Ama kimse dile getiremiyor onun gibi.
Cesaret yok kimsede.
Özgürlük bence en çok cesaret de...
Yürek ister gerçekten özgür olmak.
O bu yüzden benim kadınım işte.
Ona benzemeye çalışıyorum son günlerde.
Öncelikle yazma konusunda, kendime köşe bile yaptım sonunda, düşünüyorum da hiç de fena gitmiyorum 1 ayda 16 yazıyla, yazdıklarımı okumak ve çoğaltmak gurur bana.
Her neyse, bir de bir mesele daha var ki;
 37 yaşıma kadar söylemekten çekindiğim kadınlığımı sevdiğimi söylemeyi ben de sever olmaya başladım onun gibi.
Tabuydu sanki bunu söylemek.
Ayıp ederiz sanki söylersek.
Yoo hayır ne ayıbı...
Artık gurur duyuyorum bende 37 yaşımda bile sokakta bana bakılan halime.
Bir kadın daha ne ister ki.
Kadın olmak estetik olmak demektir, bu durum şükürlük bir durum bende.
E Kayranın arkadaşı bile "oğlum annen süper miş" diyorsa, ağlayayım mı bu duruma.
Doğrusu Ayşe Arman gibi artık bayılıyorum bende bu durumuma.
Hem olmaya, hem söylemeye.
Hey kadınlar sizde aynada sevin kendinizi bence...
Bunu söylemek size de düşer elbette.
Sevgilerimle : )

D A V E T
Ağbimden gelen bir mail "daha önce çok kereler" gittiğim bir şehre çağırıyordu beni.
Çukurova' nın beyaz gelinliği pamuğun öyküsünü sergi yapmış AA üyeleri.
Fotoğraflar ağbimden.
Pamuğu resmetmiş beyaz bir masal gibi.
Mail geldiğinden beri, soruyorum kendime "gidecek misin kızım" diye.
Düğümlendim...
Cevap bulamadım kendime.
Beyaz bir masal seyretmek güzel olurdu ama bir masal hüzünden bahsetmemeli.
Ağbim gidersem eğer çok mutlu olur ama....
Bilmiyorum duyacağım hüzün engel olur mu bana...
Daha birkaç gün var önümde.
Cevabım;  maalesef ki ağbiciğim bilinmezlikte...
: (











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder